canyoldasi Admin
Mesaj Sayısı : 272 Kayıt tarihi : 01/05/11
| Konu: şeytanin Ibadeti Engelleme Hileleri Paz Haz. 19, 2011 5:29 pm | |
| şeytanin Ibadeti Engelleme Hileleri 1- Engelleme Şeytan ilk olarak insanın ibadetine engel olmak ister. Eğer Cenab-ı Hak kendisin şeytandan korursa, şu sözlerle şeytanı reddeder: “Ben ibadete gerçekten muhtacım. Çünkü bu fani dünyada sonsuz olan ahiret hayatı için mutlaka azık hazırlamam gerekir!”
2- Erteleme: Birincisinde başarılı olamayan şeytan sonra: “Acele etme, ileride yaparsın, daha yaşın çok genç!” diyerek ibadeti ertelemeyi, geriye atmayı emreder. Allah’ın yardımı ile onu: “Ecelim benim elimde değil. Eğer bugünün işini, ibadetini yarına ertelersem peki yarının işini ne zaman yapacağım? Zira her gün için yapılacak yeterince iş vardır...” diyerek onu reddeder.
3- Acele (ibadette acelecilik) Şeytan bu sefer de acele etmesini isteyerek ona: “Acele et, acele et! Şu işi bitir, şunu yapmaya da vaktin olsun!” der. Allah’ın inayetiyle şeytanı şu sözlerle susturur: “Tam ve kusursuz olarak yapılan az iş, kusurlu olarak yapılan çok işten hayırlıdır!”
4- Riya Bu sefer ibadetini tam ve mükemmel yaparak insanlara karşı gösteriş yapmaya teşvik eder. Yine Allah’ın yardımı ile onu şu sözlerle savuşturur: “İnsanların görmesiyle ne kazancım olabilir? Allah’ın görmesi benim için yeterli değil mi?”
5- Ucub/Kendini Beğenme Bu sefer şeytan: “Sen ne büyüksün, ne uyanık ve ne faziletli bir kişisin!” diyerek insanı kendini beğenme (ûcûb) uçurumuna yuvarlamak ister. Allah’ın himayesi ile bu tehlikeyi de şu sözlerle savar: “Bütün nimetlerin gerçek sahibi Allah Teala’dır. Bu da Cenab-ı Hakk’ın bana ihsan ettiği başarının sonucudur. O, kendi lütfu ile benim değersiz amelime kıymet vermiştir. Eğer Allah’ın lütfu olmasaydı, Cenab-ı Hakk’ın üzerimdeki sayısız nimetleri ile birlikte benim işlediğim günahlara karşılık bu ibadetin ne değeri olabilirdi?”
6- Gizleme Şeytan şimdi altıncı ve en tehlikeli hilesine başvurur. Uyanık kişilerden başkası buna karşı koyamaz. Şöyle der: “İbadetini gizli yap. Allah yaptığın ibadeti ortaya çıkaracak ve karşılığını verecektir.” Böylece seni bir tür gizli riyaya düşürmek ister. Uyanık kişi Allah’ın yardımı ile şeytanı şu sözlerle defeder: “Ey mel’un! Şimdiye kadar ibadetime engel olmaya, ifsad etmeye çalışıyordun! Şimdi ise güya ıslah etmek, düzene sokmak için geliyorsun. Ama asıl maksadın yine bozgunculuk. Ben Allah’ın kuluyum, O benim efendimdir. Dilerse benim ibadetimi açığa çıkarır, dilerse gizli tutar. İsterse beni hatırı sayılır biri, isterse değersiz biri yapar. Bunların hepsi kendi elindedir. Bunları insanlara açıklamasına ve onlardan gizli tutmasına aldırış etmem. Çünkü insanların elinde bir şey yoktur.”
7- Terk Şeytan yedinci ve son hilesiyle gelir şöyle der: “Senin bu ibadetlere ihtiyacın yok. Eğer bahtiyar/said yaratıldıysan, ibadeti terk etmek sana bir zarar vermez. Yok bedbaht/şaki olarak yaratıldıysan ibadet de sana bir fayda vermez!” Allah’ın yardımıyla bu hileyi de şu sözlerle savar:
“Ben Allah’ın kuluyum. Kula yaraşan, emre uyup kulluk ve ibadet etmektir. Rab ise efendiliğin icaplarını en iyi bilendir. Dilediği gibi hükmeder; istediğini yapar. Her halükarda ibadetin bana faydası vardır. Eğer said isem, sevabımın artması için ibadete muhtacım. Şaki isem de, ileride keşke ibadet etseydim diye kendi kendime pişmanlık duymamak için ibadet etmeliyim. Kaldı ki, ibadet ettiğim için asla Cenab-ı Hak beni cezalandırmayacak, ibadet bana bir zarar ermeyecektir. Ayrıca itaatkar olarak cehenneme girmek, asi olarak girmekten benim için daha sevimlidir. Kaldı ki Cenab-ı Hakk’ın vadi hak değil mi? O, ibadet yapanlara sevap vereceğini, iman ve itaat ile Allah’a kavuşanları kesinlikle cehenneme sokmayacağını, mutlaka cennete sokacağını vadetmiştir.” Amelinin karşılığı olarak cenneti kazandığı için değil, Cenab-ı Hakk’ın sadık vadinin karşılığı olarak cennete girecektir. Bu manada Cenab-ı Hak saidlerin lisanıyla şöyle buyurur: “Onlar: Bize verdiği sözde sadık olan ve bizi, dilediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna varis kılan Allah’a hamd olsun. İyi amelde bulunanların mükafatı ne güzelmiş! derler.” (39 Zümer,74.7) Uyan Ey Nefsim, uyan! Daha ne zamana kadar uyuyacaksın ? Ölünce mi ayıkacaksın? Kabirde mi pişmanığı düşünyorsun? Zaten, istesende istemesende orada yeterince pişman olacaksın. Hemde ne pişmanlık! Oysa orada ne pişmanlığın faydası vardır ne de tövbe ve istiğfarın. Öyleyse gel, inad etme, uğraşma benimle. Hem seni beni yakma, helak etme. Uyan ey ibadet yolcusu, Allah sana ve bana merhamet buyursun. Gördüğün gibi, işin aslı bundan ibarettir. Diğer fiilleri ve durumları da buna kıyas et. Dünyada işlerinin bitmezliğinden şikayet ederek halinni berbat olduğunu zanndenler ! Görmek gerekir ki, asıl iş ibadette kemalata yaklaşma gayretidir. Vallahü’l azim, ibadette şeytan ve nefs’le uğraşmak, binlerce metre yerin altında sırtında maden çıkarmaktan çok mu çok daha zordur. Ama bu gafil ve tembellere mahsus şeydir. Muhabbetli, aşk dolu gönüllere ise oldukça kolaydır. Allah’tan yardım talep etmeli ve ona sığınmalıyız. Zira bütün işler onun elinde, başarı da ondandır. Yüce ve kudretli Allah’ın dışında ne bir güç ne de kuvvet vardır.
| |
|