canyoldasi Admin
Mesaj Sayısı : 272 Kayıt tarihi : 01/05/11
| Konu: Örtünmenin içsel derinliği Paz Mayıs 08, 2011 12:51 pm | |
| Örtünmenin içsel derinliği
İslâm, insanların sadece dışa yansıyan tavır ve davranışlarını ıslah etmekle kalmaz, aynı zamanda ve daha öncelikli olarak insanın iç dünyasını, kalbini kötü düşüncelerden ve kötülüğe kapı açabilecek düşünce ve duygulardan arındırmayı hedefler.
Kadın ve erkeği fıtraten karşı cinse meyilli olarak yaratan Rabbimiz, insan neslinin devamını bu meyile bağlamış ve fakat onun kontrolden çıkmaması için de sınırlar koymuştur.
Bu sınırları “özgürlüğün kısıtlanması” olarak görenler, günümüz Batı toplumlarının geneline hakim olan dejenerasyon ve çürümeyi göz önüne getirmelidir.
Örtünme, müslüman kadın için sadece yabancı bakışlara ve art niyetli yaklaşımlara karşı bir “korunma aracı” değildir. O, kadınla erkek arasında meydana gelmesi her an için mümkün ve muhtemel olan meşru olmayan yakınlığı engellemenin de bir aracıdır. Bu açıdan bakıldığında, örtünmenin şekli de ortaya çıkar. Kadın-erkek arasındaki cazibeyi, çekimi, etkilenmeyi engellemeyen örtünmenin de tesettür olmadığı anlaşılır.
Sözünü ettiğimiz bu yakınlaşmanın önüne geçmek sadece kadının görevi ve sorumluluğu değildir. Erkek de kadın kadar sorumludur. “Mümin erkeklere söyle, gözlerini harama dikmesinler, ırzlarını korusunlar. Çünkü bu daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yaptıklarından haberdardır.” “Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Ziynetlerini (süslerinin takılı olduğu boyun, kulak, baş, kol ve bacak gibi yerlerini) açıp göstermesinler... ” (Nur, 30-31) ayetlerinde hem erkeklere, hem kadınlara haramdan sakınmanın emredilmesi, her iki cinsin aynı derecede hassasiyet göstermesi gerektiğini ortaya koyar. İffetli ve temiz bir toplum oluşturmanın tek yolu budur.
| |
|